Fecr-i Ati
FECR-İ ATİ (Geleceğin Şafağı) (1909-1912)
Şifre: FEC YARA
Okunuşu: FECi YARA
Açılımı: Fuat Köprülü, Emin Bülent Serdaroğlu, Celal Sahir Erozan, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet Haşim, Refik Halit Karay, Ali Canip Yöntem.
Bunların Dışında: Ahmet Samim, Ahmet Aykaç, Şahabettin Süleyman, Mehmet Behçet, Hamdullah Suphi Tanrıöver, İzzet Melih, Faik Ali Ozansoy, Cemil Süleyman, Tahsin Nahit.
Uyarı: Mehmet Fuat Köprülü, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ali Canip Yöntem, Refik Halit Karay, Hamdullah Suphi Tanrıöver daha sonra Milli Edebiyat içinde yer almışlardır.
Fecr-i Ati Topluluğunun Oluşum Süreci
Servet-i Fünun dergisinin 1901’de kapatılmasından sonra Servet-i Fünun topluluğu dağıldı. Servet-i Fünun’dan sonra edebiyatta sessiz bir dönem başladı.
1908’de II. Meşrutiyet’in ilanından sonra edebiyatımızda bir canlanma görülür. 1909 yılında Faik Ali Ozansoy’un önerisiyle kendilerine Fecr-Ati topluluğu adını veren bazı genç sanatçılar bir araya gelirler.
24 Şubat 1909’da “Fecr-i Ati Encümen-i Edebisi” adıyla edebiyatımızdaki ilk edebi beyannameyi yayımlayan bu topluluğun sanat anlayışı şudur: “Sanat, şahsi ve muhteremdir.” bu ilkeyi farklı farklı yorumlamaları kısa sürede dağılmalarına yol açtı. (Yukarıda verilen isimler bu bildiride imzası olan kişilerdir.)
Servet-i Fünun’a tepki olarak ortaya çıkmalarına rağmen, özellikle şiir alanında Servet-i Fünun’un özelliklerini devam ettirerek, “Sanat, sanat içindir.” anlayışına bağlı kaldılar.
1912 yılında dağılan topluluğun kimi sanatçıları Milli Edebiyat akımında yer almış, kimileri ise sanatını bağımsız olarak sürdürmüştür. Grubun dağılmasından sonra Fecr-i Ati anlayışını sürdüren Ahmet Haşim olmuştur. Belki de Ahmet Haşim olmasaydı bu topluluğun adı bile duyulmazdı.
Fecr-i Aticilerin Yapmak İstedikleri
1-Batı’yı günü gününe takip etmek, edebi çalışmalara Batıdaki gelişmeler ışığında yön vermek.
2-Genç sanatçıların Batı anlayışıyla yetişmesi.
3-Zengin bir kütüphane kurmak.
4-Batıdaki birçok eseri Türkçeye kazandırmak için dil komisyonu oluşturmak.
5-Edebiyat ve fikir konularında konferanslar vererek halkı eğitmek.
Fecr-i Ati Edebiyatının Özellikleri
1-Edebiyatımızda ilk edebi topluluktur.
2-Edebiyatımızda ilk beyannameyi (beyanname/manifesto) yayınlayan topluluktur. (Daha sonra Yedi Meşaleciler ve Garipçiler de bildiri yayımlamışlardır.)
3-Servet-i Fünun edebiyatına bir tepki olarak doğmuştur; ama onun devamı olmaktan kurtulamamışlardır.
4-‘’Sanat şahsi ve muhteremdir.’’ görüşünü benimsemişlerdir. Bu nedenle zaten kısa sürede dağılmışlardır.
5-“Edebiyat ciddi ve önemli iştir bunun halka anlatılması lazımdır.” görüşündedirler.
6-Başlıca konuları tabiat ve aşktır.
7-Tabiat tasvirlerini gerçekten uzak bir şekilde yapmışlardır.(subjektif / öznel)
8-Dil bakımından Servet-i Fünun edebiyatının devamıdırlar. Arapça, Farsça kelimelerle dolu konuşma dilinden uzak bir şiir dili meydana getirmişlerdir.
9-Aruz veznini kulanmışlar ve serbest müstezat nazım şeklini benimsemişler ve geliştirmişlerdir.
10-Şiirde sembolistler, roman ve hikayede Maupassant, tiyatroda da Henrich İbsen örnek alınır.
AHMET HAŞİM (1884-1933) [SEMBOLİZM- EMPRESYONİZM(İZLENİMCİLİK)]
1-Topluluk dağıldıktan sonra Fecr-i Ati anlayışıyla eser vermeye devam eden tek sanatçıdır.
2-Bütün şiirlerinde aruz ölçüsünü kullandı.
3-‘’Sanat için sanat’’ anlayışıyla eser verdi. Toplumsal konulara hiç değinmedi.
4-Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalarla yüklü ağır bir dil kullandı.
5-Sembolizmin etkisiyle eser verdi ama o tam bir empresyonisttir.
6-‘’Bir Günün Sonunda Arzu’’ adlı şiirine gelen eleştiriler üzerine şiir hakkındaki düşüncelerini “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı makalesinde dile getirdi.
7-Şiirde anlamdan ziyade musikiye ve ahenge önem verdi. Şiirlerinde bir ses güzelliği yakalamaya çalıştı.
8-Şiirin anlamını okuyucunun ruhunda bulması gerektiğini dile getirdi.
9-Şiirlerinde akşam, gurup, hayal gibi duygulanmaya elverişli kelimeler kullandı. Akşam şairi (Gece şairi) olarak tanındı. Aslında bütün bunların kökeninde onun yüzünü çirkin bulması vardır. Bu nedenle insanlardan kaçar. Yazar çirkin yaratıldığını düşünmektedir.
10-Hayatının eserleri üzerinde önemli bir etkisi vardır.
11-Şiirlerinin ana temaları aşk, doğa ve çocukluk hatıralarıdır.
12-Nazım şekli olarak en çok serbest müstezatı kullanmıştır.
13-Düzyazı türünde de önemli yapıtlar vermiştir. Ahmet Haşim’in roman türünde eseri bulunmamaktadır.
14-Düzyazılarında şiirlerinden farklı olarak sade bir dil kullanmıştır.
15-Nesri şiire yaklaştırmıştır. (Diğeri Yahya Kemal Beyatlı’dır.) (Bir de şiiri(nazmı) nesre yaklaştıranlar vardır. Bunlar: Tevfik Fikret ve Mehmet Akif Ersoy’dur.)
16- ‘’Bize Göre’’ adlı fıkra türünün içinde bazı deneme parçaları da vardır. Bu yüzden bu eser bizdeki ilk deneme olarak kabul edilir. (Fakat Türk edebiyatındaki ilk deneme yazarı Nurullah Ataç’tır. Dünyada ise Montaigne’dir.)
Ahmet Haşim’e ait önemli söz ve fikirler:
‘’Gerçek şiir herkesin kendisine göre yorumlayabileceği şiirdir.’’
‘’Şair ne bir hakikat habercisi ne bir belagatli insan ne de bir kanun koyucusudur. Şairin lisanı nesir gibi anlaşılmak için değil, duyulmak(hissedilmek) için vücuda getirilmiş, musiki ile söz arasında sözden ziyade musikiye yakın bir dildir. Şiir nesre çevrilemeyen bir nazımdır. Şiir hikaye değil sessiz bir şarkıdır.’’
“Şiirde anlam aramak kanaryayı eti için kesmeye benzer.”
‘’Her şey hayal havuzunun sularında seyretmiş ve onların renkli bir akışıdır.’’
‘’Önemli olan konu değil, söyleyiştir.’’
‘’Şiirde musiki önemlidir.’’
ESERLERİ:
Şiir: Göl Saatleri(ilk şiir kitabı), Piyale.
Fıkra, Sohbet: Bize Göre (fıkra/içinde denemeler de vardır.), Gurabahane-i Laklakan (sohbet/fıkra özelliği de vardır.)
Gezi: Frankfurt Seyahatnamesi
EMİN BÜLENT SERDAROĞLU (1866-1942)
Şiirlerini aruzla yazan sanatçı dönemin ikinci büyük şairidir. Victor Hugo’nun “Mavi Gözlü Yunan Çocuğu” şiirine karşı yazdığı “Kin” şiiri epey ses getirmiş, bu şiir sayesinde Atatürk’ün iltifatına mazhar olmuştur. Emin Bülent’in Şiirleri adlı kitabı ölümünden sonra çıkmıştır.